15 Mayıs 1964-60.yıl: Birinci neslimize gönülden teşekkür ederiz

Birol Kilic, Analiz, Viyana, 14. Mayıs.2024

Bundan tam 60 yıl önce 15 Mayıs 1964 tarihinde Avusturya ve Türkiye arasında imzalanan iş gücü anlaşması 15 Mayıs 2024’de 60.‘cı yılına bu satırları yazarken giriyor. Birinci neslin emeklerini, göz yaşlarını, kederli vatan ve aile özlemlerini ve  her zorluğa rağmen Avusturya’da bizlere bıraktıkları temiz  miraslarını unutmayalım ve kirletmeyelim. Evet kitletmeyelim…

Birinci neslimize gönülden teşekkür ederiz. Hayat bir devran diğer bir değişle  evrenin sürekli hareketi. Yaşam ise aslında  bir rüya. 60 yıl. Dile kolay. Birinci nesil Avusturya’da ki Türkler’i hep hatırlamak lazım. Temel onlar.  Yaşamlarını yitirenlerin aziz hatıralarını saygı ve sevgi ile kalplerimizde taşıyalım. Allah rahmet eylesin. Mekanları firdevsi cennet olsun. 1960’lardan kalma yaşayan birinci nesil  insanlarımıza şükran ve hürmetlerimizi sunar uzun ve sağlıklı ömürler dileriz.

Avusturya’ya gelen ilk birinci nesil Türk vatandaşlarının dişlerinden tutun tüm organları kon-
trol edildi. Hepsi 29.Ekim.1923’de kurulmuş modern Türkiye Cumhuriyeti’nın alnı açık, vicdanı hür ve  gönlü zengin medeni Türk vatandaşlarıydı. İnanmayın sakın onlar eğitimsiz ve kalitesi yoktu diyen küstahlara. Tam tersine. 1960 yıllarında Türklerin ister erkek isterse kadın resimlerini bakın. Hepsinden medeniyet, insanlık, saflık ve insanlık akıyor. 60 yıl önce 15 Mayıs 1964 başlayan yalnızlık, keder ve özlemlerle dolu yolculuklar 15 Mayıs 2024’de bugün son buldu. Torunlarıyla gurur duyabilirler. Çocuklarıyla gurur duyabilirler.

Birinci neslin birçoğu bugün aramızda değil. Aziz hatıraları ve resimleriyle  ama hep aramızdalar.

Arkalarında çocuk, torun, hanım ve akrabalar bıraktılar ama en önemlisi çalışkan, dürüst, edebli, temiz ve onurlu Türk resmini Avusturya’ya bıraktılar. Kirletmeyelim.  Bizler artık yeni vatanımız Avusturya’da Avusturyalıyız. Kökenlerimizi kimse red etmiyor ve saklamıyor.

Avusturya Cumhuriyeti son 60 yılda ikinci dünya savaşından kalan korkunç harabe durumdan çıkarken Türkiye’den göç etmiş birinci nesil göçmenlerin emeği büyük. Bununla gurur duymak ve geleceğimiz olan Avusturya için herşeyin en iyi iyisini dilemek bizim fıtramızda var. Düşmanlık yok. Dostluk var. Arızalı durumları görüyoruz ama bunu tüm Avusturya’ya mal etmek çok yanlış olur.

Ders çıkarılması gerekiyor

Dile kolay 1964 ve 1974 arası ve daha sonra 1990 yıllarına kadar Avusturya’ya onbinlerce Türkiye’den insan bir kaç yıl sonra geri dönmek için geldiler.  Bugün Avusturya’da yaşayan  Türkiye bağlantılı 400 bine yakın fazla kişinin yüzde 42’si Avusturya’da doğmuş olan Türk göçmen kökenlidir. 2020 yıllarında Türkiye’den esen burada yaşayan vatandaşlara hiç bir yararı olmatan siyasi rüzgarlar Avusturya’da yaşayan şu anda nüfusu 400 bine yaklaşmış insanların resmini kaba, saba ve korkulan insanlar haline sokmaya çalıştı. Bu birinci nesle ve burada yaşayan çoğunluk Türkiye göçmenlerine yapılmış ne büyük haksızlıktı.

Önceden işinde dürüst, güvenilir, kibar,  sakin, dost canlısı örnek birinci neslin bıraktığı Türk resmi resmen son yıllarda Avusturya’da bir takım sorumsuz kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından mahvedildi.  Doğal uyum sürecine balta vuruldu. Bundan ders çıkarılması gerekiyor.  Avusturya’da huzur ve barış istiyoruz. Çocuklarımız ve torunlarımız için. Avusturya için.  Avusturya’da ister işçi ister garson ister hemşeri olsun yetişmiş kalifiye işgücü ve beyin takımı  eksikliği şirketler için en büyük risk olmaya bugün 2024 yılında devam ediyor.

Özellikle  başta çocuk, hasta ve yaşlıların ister özel isterse hastanelerdeki bakım sektörü, sanayi, bilişim ve turizm alanlarındaki kalifiye işgücü eksikliği medyada ve ekonomide gündemde olan bir konu. Türkiye’den Avrupa Birliği’ne korkunç bir yetişmiş beyin göçü var. Avusturya’da başta Viyana’da yollarda giderken bu yeni gelen eğitimli Türk vatandaşlarını fark ediyorsunuzdur.

Bunların bazıları hatta çoğu Türkiye’den direk Avusturya’da iş bularak buralara gelen beyin göçü dediğimiz insanlarımız. Avusturya için kazanç ama Türkiye için kayıp. 1945 yılında biten İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avusturya’da ve Almanya’da da benzer bir durum söz konusuydu. Atatürk Türkiyesi’nden çıkmış Türkiye gibi ülkelerde 1950 yıllarından itibaren işgücü çok Avusturya’da işgücü kıttı.  Avusturya çözüm olarak yurt dışından geçici olarak Avusturya’ya gelecek “misafir işçiler” formülünü aynı Almanya gibi buldu.

Yeni Vatan Gazetesi 15.Mayıs.2024 Mayıs sayısını basarken bundan tam 60 yıl önce, 15 Mayıs 1964’te Avusturya ile Türkiye arasında işe alım anlaşması imzalandı.  Tekrar olacak ama önemli; Birinci nesil Avusturya’da ki Türkler’i unutmayalım. Yaşamlarını yitirenlerinin aziz hatıralarını saygı ve sevgi ile kalplerimizde taşıyalım. Yaşayan birinci nesil Türkie’den göç etmiş insanlarımıza şükran ve hürmetlerimizi sunalım.

Dostluk mühürlenmiştir

 Avusturya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, 13-14 Mayıs 2024 tarihlerinde Türkiye’ye bu vesiyle resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret programının ilk maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk koyma töreniydi.

Modern Türkiye’nin babası aynı zamanda 14. Mayıs. 1924 yılında genç olan Avusturya Cumhuriyeti ile bir dostluk anlaşması imzalamıştı. Dışişleri Bakanı Schallenberg Anıtkabir Altın Defteri’ne “Avusturya ve Türkiye 100 yıl önce imzaladıkları dostluk antlaşmasıyla iki cumhuriyet ve iki ülkenin vatandaşları arasındaki büyük bağı ve dostluğu mühürlemişlerdir.” diye yazdı. „Dostluk baki“ veya „Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır.“ boşuna mı söylenmiş…Bu dostluğa en büyük hizmeti birinci nesil yaptı. Şükranlarımızı sunarız. Vefat  edenlere Allah’dan rahmet dilerken mekanlarının firdevsi cennet olmasını niyaz ederiz.

Exit mobile version