Avusturya’nın Ulusal Güvenlik Stratejisi Rusya tehlikesine karşı değişiyor!

Viyana. Avusturya ÖVP Yeşiller hükümeti 29 Eylül 2024’teki seçimlere iki ay kala tüm Avusturya’nın Ulusal Güvenlik Stratejisi’ni değiştiriyor.  On bir yıldan bu yana ilk kez yeni bir „Ulusal Güvenlik Stratejisi“ sunacak hükümet, mevcut hali umutsuzca eskimiş olan temel bir belge olarak tanımladı.

Krone’nin verdiği habere göre yeni belgenin ana unsurlarından biri: Rusya.

Avusturya’nın 2013 tarihli mevcut güvenlik stratejisinde Rusya hala ülkenin „önemli bir ortağı“ olarak görülüyor. Ulusal güvenlik politikasının en önemli rehberinde belirtildiği gibi, sadece siber savaşın izleri var ve „konvansiyonel saldırılar olası değil“. Bu belge Putin’in Kırım’ı işgalinden bir yıl önce yayınlanmıştı ve o zamandan beri revize edilmemişti.

Ta ki şimdiye kadar.

„Krone“nin verdiği bilgiye göre uzun bir mücadelenin ardından koalisyon ortakları yeni „Ulusal Güvenlik Stratejisi 2024″ü yasama dönemi sona ermeden önce sunacaklar.

Bu strateji bir önceki versiyondan tamamen farklı:

İlk cümlede „Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırganlık savaşı“ ele alınıyor. Birkaç sayfa sonra savaşın „Avrupa’ya geri getirildiği“ ve güvenlik yapısını temellerinden sarstığı söyleniyor.

Rusya’dan gelen nükleer tehditlerin yanı sıra konvansiyonel bir askeri savaş tehlikesinden de bahsediliyor. Rusya aynı zamanda „enerji ve gıda ihracatını bir silah olarak“ kullanıyor, bu da „kitle imha silahlarının kullanımı da dahil olmak üzere askeri tırmanma riskinin önemli ölçüde arttığı“ anlamına geliyor.

Rusya meselesinin yanı sıra, iklim değişikliğine de bir risk faktörü olarak önemli ölçüde daha fazla yer verilmekte, göç ve mülteci hareketleri kilit sorunlar olmaya devam etmektedir.

Covid salgını da „uluslararası tedarik sistemlerindeki mevcut zayıflıkları ortaya çıkarırken“, ekonomik sonuçlar aşırılık için bir üreme zemini sağlayacaktır.

Askeri tarafsızlık söz konusu değil

Peki bu sayısız, hatta bazı durumlarda tamamen yeni tehditler karşısında ne yapılabilir? Her şeyden önce: birlikte çalışmak. Avusturya açıkça askeri tarafsızlığa bağlı olsa da, „savunma politikası alanında“ ortaklıklarını ve işbirliğini genişletecektir. „İşbirliği ve ortaklıklar daha da geliştirilmelidir“ diyor. „NATO ile (…) işbirliğine dayalı güvenlik ve askeri kapasitelerimizin birlikte çalışabilirliğinin güçlendirilmesi alanındaki fırsatlardan yararlanmamız“ elzemdir. Burada özellikle Avusturya’nın uzun süredir üyesi olduğu NATO Barış İçin Ortaklık’a atıfta bulunulduğu anlaşılıyor.

Daha fazla milis

Ancak ülke içinde milislerin hazır olma ve tepki verme kabiliyetleri arttırılmalıdır. Rapor milislerin daha sık tatbikat yapmalarını öneriyor. „Dayanıklılık“, yani ister askeri çatışmalar, ister salgın hastalıklar, göç ya da siber tehditler olsun, krizlerden bağımsız olarak kurtulma becerisi en önemli önceliktir.

Gaz sorunu çözüldü mü?

Yeni güvenlik doktrininin tamamlanmasının bu kadar uzun sürmesinin nedeninin tartışmalı bir konu olan „gazın aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması“ olduğu söyleniyor. Siyah ve yeşil bakanlıklar tarafından ortaklaşa hazırlanan raporda şu ifadeler yer alıyor: „Enerji sektöründe, şebekeye bağlı enerji kaynağı olarak gaz kullanımı mümkün olduğunca hızlı bir şekilde azaltılmalıdır.“

Avusturya „Avrupa Konseyi kararları doğrultusunda Rusya’dan enerji ithalatına olan bağımlılığına son vermek“ istiyor.

Güvenliğimiz için uzun vadeli temel

Yeni güvenlik stratejisinin resmi olarak ne zaman sunulacağı henüz belli değil, ancak bir süre daha geçerli olacak: Halihazırda geçerli olan 2013 versiyonunun da gösterdiği gibi bu temel belgeler uzun vadeli olarak tasarlanmıştır. Ancak şu andan itibaren „sürekli olarak değerlendirilecek“ ve hükümet her iki yılda bir „ya da gerektiğinde“ olası değişiklikler konusunda bilgilendirilecek.

 

 

Kaynak: https://www.krone.at/3494065