AB Parlamentosu’ndan Avusturyalı bakana AB Göçmen ve İçişleri Bakanlığı atanmasına onay!
AB’nin tüm içişleri ve göçmenlerle ilgili sorunlarından Avusturya’nın eski Maliye Bakanı Markus Brunner sorumlu olacak. Magnus Brunner'in Göçmenler ve İçişlerinden Sorumlu AB Komiseri olarak ilk demeci, “Ben bir şovmen değilim, ben bir avukatım” oldu.
VİYANA. AB Parlamentosu, eski Avusturya Maliye Bakanı Marcus Brunner’i yeni Göçmenler ve İçişlerinden Sorumlu AB Komiseri olarak onayladı. Sınır dışı etme reformu ve Schengen krizi arasında Marcus Brunner’i Göçten Sorumlu Komisyon Üyesi olarak zorlu görevler bekliyor.
Magnus Brunner Perşembe gecesi Avrupa Parlamentosu tarafından Göç ve İçişlerinden sorumlu AB Komiseri olarak onaylandı. Brunner Sivil Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesi’nde 73 oyun 50’sini aldı. Yeşiller, Sol, Avrupa için Vatanseverler (FPÖ ile birlikte) ve aşırı sağcı “Egemen Milletler Avrupası” grubu Brunner’e karşı oy kullandı ya da çekimser kaldı.
Brunner Salı akşamı Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda yapılan duruşmaya paradoksal bir avantajla girdi: Sivil Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesi’ndeki milletvekilleri, birliğin düzensiz göç, ulusal sığınma sistemlerinin aşırı yüklenmesi ve çeşitli sınır polisi veri tabanlarının birbirine bağlanması gibi aksaklıklar ve yıllarca süren gecikmelerle karakterize olan başarısızlıklarından herhangi birinden onu sorumlu tutamadılar. Maliye Bakanı olarak bu konuların hiçbiriyle ilgisi olmaması onu bu yöndeki eleştirilerden korudu.
Misafir işçiler için övgü
“Ben bir şovmen değilim, ben bir avukatım,” sözleriyle kendisini milletvekillerine tanıtan Brunner, “Kurallara, onlara saygı göstermeye ve onları uygulamaya kesinlikle inanıyorum. Temel haklar konusunda bile asla taviz vermeyeceğim.” dedi. Üç saat süren duruşma boyunca ana fikri buydu. Öze ilişkin herhangi bir hata yapmadı, ancak ayrıntılarda, özellikle de sığınmacılar için yeterli kabul yeri sağlamayan Belçika gibi ülkelere karşı ihlal davası açıp açmayacağı sorusu gibi siyasi açıdan hassas konularda pencereden çok fazla dışarı çıkmadı.
Schengen bölgesinin avantajları
İçerik açısından Brunner, AP milletvekillerinin sorularına verdiği yazılı yanıtta daha önce değinmediği bir şey söylemedi. Örneğin orada “Bulgaristan ve Romanya Schengen bölgesinin tüm faydalarından yararlanma hakkına sahiptir” demişti. Bilindiği gibi Avusturya (daha doğrusu turkuaz yeşili federal hükümetteki ÖVP) Bulgaristan ve Romanya’nın Schengen bölgesine tam katılımını engelliyor. Duruşmada da bu tutumunu yineledi.
Schengen bölgesi içindeki iç sınırlarda ulusal sınır kontrollerinin yeniden başlatılması konusundaki tutumu da benzerdi. Avusturya tarafından da, örneğin 2015’ten beri Slovenya ile, AB Adalet Divanı’nın zaten bir kez yasadışı ilan ettiği konuda Brunner şunları yazdı: “Sınır kontrollerinin yeniden uygulamaya konulması Üye Devletlerin son çare olarak başvurabileceği bir araç olmakla birlikte, serbest dolaşım hakkına güvenen vatandaşlar ve işletmeler için gerçek bir sorun teşkil etmektedir. Üye Devletler arasında güvenlik tehditlerine karşı sınır ötesi polis işbirliği, vakaların büyük çoğunluğunda iç sınır kontrollerinden daha etkilidir”. Bu görüşünü duruşmada da dile getirdi ve sınır ötesi polis aramalarını daha mantıklı bulduğunu birkaç kez vurguladı.
“Coğrafyanızı seçemezsiniz”
Brunner’ın sınır dışı edilmeleri kolaylaştırmak üzere AB dışında kurulacak geri gönderme merkezlerine ilişkin sorulara verdiği yanıtlar da pek sürpriz olmadı. “Böyle bir konseptin insani ve yasal açıdan sağlam bir şekilde ve her zaman uluslararası örgütlerle işbirliği içinde düzenlenmesi gerekir. Anladığım kadarıyla bu konsept sadece iltica başvurusu reddedilen kişiler için geçerli.” diyen Brunner, bir yargıya varmadan önce İtalya’nın iltica işlemlerini Arnavutluk’taki bir kampta yürüttüğü tartışmalı modeli incelemek istediğini söyledi. Ancak AB’nin Kuzey Afrika ülkeleriyle yaptığı mevcut göç anlaşmalarına yönelik eleştirileri ise “Coğrafyanızı seçemezsiniz. Avrupa her zaman komşularıyla, onları istikrara kavuşturmak için de birlikte çalışmak zorunda kalacaktır.” sözleriyle reddetti.