
Anaokulu öğretmenleri „Şiddet!“ diyerek anaokullarda yardım çağrısında bulundular
Küçükler için alarm çoktan çalmaya başladı: Yüksek oranda göçmen, çok büyük gruplar ve bariz personel eksikliği kreş öğretmenlerinin günlük işlerini zorlaştırıyor .
VİYANA. Geçtiğimiz Cuma günü kutlanan İlköğretim Günü dolayısıyla ülkedeki pek çok anaokulunun içinde bulunduğu son derece zorlu duruma bir kez daha dikkat çekildi.
Krone’nin verdiği habere göre Avusturya Sendikalar Federasyonu (ÖGB) Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Başkanı Korinna Schumann, “Çocuklar için en iyi eğitim olanakları, çalışanlar için iyi çalışma koşulları ve ebeveynler için iyi bir iş-yaşam dengesi nihayet siyasi karar vericilerin odak noktası olmalıdır” diyor. Asistanlar için ülke çapında standartlaştırılmış eğitimden başka bir yol olmadığı gibi, daha fazla personelden başka bir yol da yoktur. Sendikanın taleplerine göre, sektörü yeniden cazip hale getirmek için buna daha küçük grup büyüklükleri ve genel olarak daha iyi çalışma koşulları eşlik etmelidir.
Talepler, pek çok ilkokul öğretmeninin günlük hikayeleriyle şu ifadelerde örtüşüyor: “Özel ihtiyaçları olan çocukların sayısı giderek artıyor, Almanca dil becerilerinin eksikliği nedeniyle iletişim zorlaşıyor ve şiddet de bir sorun.”
Göç konusuna odaklanın: 20 ülke tek bir grupta
Edeltraud Mühlbauer “Ayrıca, lütfen ve teşekkür ederim demek gibi görgü kurallarında da eksiklikler var,” diye yakınıyor. Acilen daha fazla destekçiye ihtiyaç var. Sabine Fritzer de bu gündelik sorunlara aşina: “Çok yüksek oranda göçmen barındıran bir evde çalışıyorum, bu da 20’den fazla farklı milletten ailemiz olduğu anlamına geliyor.”
Personel eksikliği nedeniyle: “Hatalar oluyor”
Astrid Anders de günlük işlerini giderek daha zorlayıcı buluyor. Onun için esas mesele eşzamanlılık, tüm görevler acil ve bu da karar verme baskısı yaratarak iç çatışmasına neden oluyor. İşte bu noktada personel eksikliği devreye giriyor. Meslektaşı Sabine Fritzer “Personel eksikliği, sektörden bağımsız olarak, her zaman kalite üzerinde bir etkiye sahiptir. İşinize gereken dikkati ve zamanı veremezseniz, hatalar olur ve ihtiyaçlar karşılanamaz” diye uyarıyor.
Grup büyüklükleri de anaokulu öğretmenleri tarafından eleştirel bir gözle değerlendiriliyor. Sabine Fritzer ihtiyatlı bir iyimserlikle “Grup büyüklüğünü 20 çocuğa indirerek doğru yolda ilerliyoruz. Umarım önümüzdeki birkaç yıl içinde hedefimize ulaşırız,” diyor.
Maaşlar da sürekli tekrarlanan bir tartışma konusu. Artışa ihtiyacımız var mı? Edeltraud, “Daha yüksek bir maaş ve standart çerçeve koşullarına sahip standart bir işveren görmek isterdim” diyor. Oliver Buchelt ise farklı bir görüşe sahip: “Öncelikle en uygun çerçeve koşulları için daha fazla bütçeye ihtiyacımız var – illa ki maaşlar için değil.”
Peki ya bir bütün olarak toplumda tanınırlık? “İlköğretim artık herkesin dilinde ve artık o kadar kolay gözden kaçmıyor. Bence bu iyi bir gelişme ve kesinlikle devam etmeli,” diyor Sabine.