
„Bekçi köpek“ tabiri neden gerçek gazeteciler için kullanılır?
Başta Viyana olmak tüm Avusturya'da güven veren gerçek, bağımsız, vicdanı ve aklı hür dürüst gazetecilere ihtiyacımız var. Kamunun çıkarlarının bekçiliğini yapacak gazetecilere ihtiyacımız var. Siyasilerin fino köpekliğini yapacak ve devamlı masalarda yiyen içen mafya bozuntusu ve etki ajanlığı yapan çakma ve şantajcı gazetecilere ihtiyaç yok. Gazetecilik kamunun "bekçi köpeğidir" ( Whatchdog). Gazetecilik siyasilerin, onun bunun ve gücün önünde köpeklik yapmak değildir. Uyarmak zorundayız.
BİROL KILIÇ, GÖZLEM/ ANALİZ, VİYANA, 11.04.2025
Viyana bozuluyor. Viyan’da işlerin tadı kaçmaya başladı. Öfkelenmemek elde değil.
Ortaklık çakma gaflet içinde yarı cahil bize yakın ve uzak siyasetçilerden geçilmiyor. Bir de yanlarında şıracının şahidi bozacı ellerinde cep telefonuyla şantajcı veya etki ajanlığı yapan çakma gazeteciler.
Protokol ne demek?
Bu tür siyasilerin makam, emeklilik, yüksek ve az maaş ama illa protokolde en önde popom yerini alsın derdinde olan siyasilerden vatandaş bıktı. Yaka silkiyor. Gazetecilik mesleği konusunda çevremizde bu işi icra ettiğini ileri sürenler hakkında ciddi şikayet ve eleştiriler çoğalıyor. Protokol kelimesini latince proto (birinci) ve kolos (g..t, popo) kelimelerinin birleşmesinden oluşan, dolayısıyla „birinci g…ler“ gibi düşündüren bir anlamı var. İşte bu protokol hastası ve illa en önde oturacak ve konuşacak siyasiler yanlarında kendileri gibi her tür azıtmış ve hiç bir mesleği olmaya çakma gazetecileri topluyorlar ve milletin başına belli ediyorlar. Bir de sessizce arkada bekleyip entrikacılar var. Bunlar daha kötü. En azından biri açık diğeri ise tam münafık.
Gazetecilik mesafe mesleğidir
Gazetecilik ve habercilik mesafe ve kontrol işi aslında. Bunun için bazen bu mesleği ciddi yapanların azami evrensel dürüstlük ilke ve duruşlarına sahip olmak bile yetmiyor. Devamlı bir „bekçi köpeği“ ( Whatchdog) gibi kamu çıkarlarını korurken kontrol edildiğinizi bilmek bu mesleği yapanların ve yaptığını iddia edenlerin başında adeta Demokles’in kılıcı gibi durması gerekmez mi ? Nerede….
Viyana´da künyesi açık, doğru veya hiç olmayanların bir de eline cep telefonu alarak kendisi haberlik hatta manşetlik rezaletler içinde olmuş kişilerin „gazeteci“ olarak etrafda adeta cirit atmaların kamuoyunu rahatsız oluyor….
Sermayesi güven
Bir gazetecinin ve habercinin en büyük sermayesi “güvendir diye öğrendik. Güven ( Almanca „Vertrauen“, İnglizce, „Trust, Confidence, Trustfulness“) kelimesini TDK şöyle anlamlandırmış: „Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat. Yüreklilik, cesaret. Bir şeyden umulan, beklenen niteliğe inanıp ona göre davranma.“
Gerçek gazeteci ve habercilerden beklenilen bunlardır. Bu güven zor kazanılır ve çabuk kaybedilir. Gerçek ve haberciler en başta kendi mesleklerine bu yüzden sahip çıkmalıdır.
Bekçi köpeği ( Whatchdog, resimde) mi fino köpeği mi?
Uluslararası arenada, ciddi araştırmacı gazetelere uluslararası alanda kabul edilmiş „Watchdog“ derler. Türkçede “Bekçi köpeği” ile ifade edilebilecek bu sıfat, demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak kamunun, toplumun, milletin ve insanların hak ve hukukunu kalemi ile her tarafa eşit mesafede durarak, araştırarak, gözlemleyerek, belge ve kaynaklar ile aydınlığa çıkarmaktır. Gerçek gazeteciler için „dördüncü kuvvetin“ yanı sıra „bekçi köpekliği“ kavramı da kullanılır ama „fino köpeği“ değil. Bir bakın çevrenize. Siyasilere. Çakma gazetecilere ve çakma iş insanlarına ve mafyalaşmış iş ilişkilerine ve şantajcı gazeteci bozuntuları istenmiyor.. Viyana bozuluyor.
Yandaş, fondaş veya ilan için takla atan ve haber altında pohpohlama yapan ve “gazeteciyim” diyen kişiler “gazeteci” değillerdir, hele hele halkın sismografı olan „Watchdog“ hiç olamazlar.
Sözde gazeteci, haberci diğer bir ifade ile halkın çıkarının, 24 saat kamunun bir „Bekçi Köpeği koruyucusu“ kısaca Watchdog’u olduğunu iddia eden ama özünde „iş takipçisi, reklamcılık veya „laf taşıma makinesi gibi taşımacılık“ yapan kişiler, hem toplumda gerçek gazetecilerin imajını zedeler, hem de onlara güven duyulmasına engel olur.
Gazetecilerin veya medya mensuplarının en büyük sermayesi güvendir. Güven ancak icraatlar ve dürüst, ciddi, güvenilir habercilikle zamanla kazanılır. Ciddi haberci ve gazetecilerin yarı cahil, küstah ve mesleği kötüye kullanan yerel siyasetçiler ve esnaf iş insanları tarafından tarafından „çeşitli adlar“ adı altında satın alınması veya nüfusu altına girmesi, siyasetçi şıracının şahidi bozacı „çakma gazeteci“ misali bu ikilinin siyam ikizi gibi yan yana dolaşmasına neden oluyor. Kamuoyunun gözü boyanıyor. Bunu Avrupa’da yerli siyasetçiler ve gazeteciler görüyor ve Türk medyası ve siyasetçileriyle dalga geçiyor. Türkiye’de nitelik dolandırıcılık ve siyaset-medya-bürokrat-tarikat ve ticaret mafyasının küçük versiyonları Avrupa başkentleri ve büyük şehirlerde yaka silkilmesine neden oluyor. Bu çakma haberci ve gazetecilerin en büyük özelliği isimlerinin önü kendi kendine “ Gazeteci“ ünvanını koyması. Halbuki „Gazeteci olunmaz. Gazeteci doğulur.“ diye Türk atasözü vardır. Bu ünvan gerçek bir haberci ve gazeteciye istemese bile temiz geçmişi ve kamuoyunu çıkar ilişkilerine girmeden korkusuzca haberlerle aydınlattığı için halk verir. Sade vatandaş verir. Siz istemeseniz bile haberciliklerinizle kamuoyu sizi fark eder ve size ünvan verilir. İşte gerçek haberci ve gazeteciler isimlerinin önüne “ Gazeteci“ diye kendi kendine ünvan verip sahtekarca bir rol çalmaya girmezler.
Le Monde’un kurucusu Hubert Beuve-Méry ise gazetecilik tanımını “Gazetecilik, temas ve mesafe mesleğidir” olarak yapar. Gazeteci haber kaynağı ile haber için temas eder, sonra kendi alanına çekilir. Gazeteci haber kaynağı arasındaki mesafe hep korunur.
Bir bakın çevreinize. Siyasilere. Çakma gazetecilere ve çakma iş insanlarına ve mafyalaşmış iş ilişkilerine. Viyana bozuluyor. Uyarmak zorundayız.
Avusturya’da önüne gelen „ben bu kadar yıllık gazeteciyim“ diye başlayan cümleler kuruyor ama aslında ilan ve reklam başında koşan, her türlü yayın içinde Sosyal Medya haberciliği ve reklamcılığı yapan bu insanları görünce, gazetecilik isminin çok suistimal edildiğini ve bu mesleğin toplum gözünde küçük düşürüldüğünü görüyor ve üzülüyorum.
Kullan beni der gibi her renge giren, dün ak dediğine bugün kara diyen bu insanlardan millet yaka silkiyor.
İlan ile iş yapmaya ve para kazanmaya karşı değilim, ama kalkıp da “gazeteciyim” demek yanlıştır.
Usulsüzlüktür. Halkın gözünü boyamak ve şantajcılıktır.
Çünkü bunların bazıları „mafya maymunu“ olan kişiler ile oturup onların koruması altına giriyorlar.
Güven veren gerçek ve dürüst gazetecilere ihtiyacımız var
„Güven veren gerçek ve dürüst gazetecilere ihtiyacımız var. Bu kadar „çok gazeteci(!)“ arasında bu satırın yazarı kesinlikle gazeteciyim demeyi ayıp sayar. Ben namuslu bir meslek olan gazeteci değilim. En başta Hakk’a ve hukuka karşı ve daha sonra halka karşı gazeteciyim demeyi ayıp sayarım. Peki niye?“ diye 21 Ocak 2021 tarihinde bir analiz ve gözlemi kaleme almıştım.
Boşuna değilmiş.
Kaynak :Güven veren gerçek ve dürüst gazetecilere ihtiyacımız var