Belgrad : Şovenist Sırp lideri Aleksandar Vucic  çatışma  ve kışkırtma sürecine ne zaman son verecek?

Brüksel çoğu zaman Sırbistan’ı görmezden geliyor hatta hoş görüyor. Oysa Aleksandar Vuçiç’in şovenist politikaları komşu Kosova ve Bosna’da çok uzun süredir korku, tedirginlik ve nefret yaratarak Balkanlar´da her an bir savaş kıvılmcımının çıkmasına neden olabilir.

Alexander Rhotert tarafından Der Standard Gazetesi’nde misafir okuyucu mektubu olarak 13.07.2024 Almanca yayınlanan bur analiz özellikle Türk okuların dikkatini çekebilir. Alexander Rhotert 1991 yılından bu yana eski Yugoslavya üzerine araştırmalar yapan bir siyaset bilimcidir. 20 yıl boyunca BM, NATO, AGİT ve AB için çalışmış ve çoğunlukla Batı Balkanlar’da barışın uygulanması üzerine çalışmıştır. Yarbay olarak yakın zamana kadar Bundeswehr’in yabancı misyonlar için Kültürlerarası Operasyonlar Danışmanı olarak çalıştı.

Belgrad çatışma sürecine ne zaman son verecek?

Alexander Rhotert, Der Standard, 13.07.2024

23 Mayıs 2024’de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu ’nda yaşananlar son derece olağandışıydı ve belki de Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’nun bir zamanlar 15 dakikalık azami konuşma süresini dört saat 14 dakika aşan tuhaf çıkışıyla karşılaştırılabilir. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić, 11 Temmuz’un Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü ilan edilmesini öngören BM kararını son anda engellemek için New York’a gitmişti. Bunun öncesinde Sırbistan hükümeti kararı reddetmek için agresif bir propaganda kampanyası yürütmüştü.

Garip bir şekilde BM karar metninde ne Sırbistan’dan ne de Sırp halkından bahsedilmektedir. Buna rağmen Vučić konuşmasında kararın kabul edilmesi halinde „Batı’nın çöküşünü“ öngördü. Ayrıca açılacak olan „Pandora’nın kutusu „ndan da bahsetti. Ancak Vucic önderliğinde Sırpların güç gösterisi, kararın büyük bir çoğunlukla kabul edilmesiyle boşa çıktı. 2025 yılından itibaren Srebrenitsa soykırımı, Ruanda (7 Nisan) ve Holokost (27 Ocak) soykırımları gibi dünya  çapında bundan sonra 11 Temmuz tarihinde her yıl anılacak: Srebrenitsa kararıyla birlikte soykırım 2025 yılından itibaren 11 Temmuz’da resmi olarak anılacak. Bu hem unutmayı hem de Sırbistan ve Bosna’da yaygın olan soykırım inkârını onurlandıracaktır.

Oylamayı kaybettikten sonra Sırbistan Cumhurbaşkanı dünya kamuoyu önünde acınası şov gösterisini sürdürme fırsatını kaçırmadı. Castro’nun aksine konuşma süresini aşmadı, ancak oylamayı kaybettikten kısa bir süre sonra söz aldı. Bir Sırp bayrağına sarınarak özellikle karar aleyhinde oy kullanan ülkelere teşekkür etti. Bu ülkelere bakınca Brüksel’deki AB Komisyonu’nda alarm zillerinin çalması gerekiyor: Kuzey Kore, Küba, Nikaragua, Belarus, Rusya, Çin ve Suriye, Sırbistan’ın AB üyeliği lehinde oy kullanan ülkeler arasındaydı.

Tüm eski Yugoslav cumhuriyetleri karar lehinde oy kullandı. Hatta 2006 yılına kadar Sırbistan ile devlet birliği içinde olan Karadağ bile lehte oy kullandı. Görece Belgrad dostu hükümet Sırbistan için altın bir köprü kurmaya çalışmıştı, zira Podgorica’nın önerdiği ve karar metnine dahil edilen değişiklikler her türlü suçluluk meselesinin bireyselleştirilmesini pekiştiriyordu. Şimdi Belgrad, kararın Sırp ulusunu kolektif olarak damgalayacağını ve tüm komşularının başlarını sallamasına neden olacağını iddia ediyor. Hepsi mi? „Rusya ile savaş halinde“ olmayan tek AB üyesi olmakla övünen Orban liderliğinde Budapeşte hariç.

Alexander Rhotert tarafından Der Standard Gazetesi’nde misafir okuyucu mektubu olarak 13.07.2024 Almanca yayınlanan bur analiz

Agresif politika

AB başkenti Brüksel’de Belgrad lehine sürekli olarak bir takım önemli, tehlikeli ve arızalı görmezden geliniyor. Not alalım.  Mayıs 2023’te Kosova’nın kuzeyinde NATO’ya düzenlenen ve bazıları ağır olmak üzere 90 NATO askerinin yaralandığı Sırp saldırısı ve Eylül ayında bir Sırp paramiliter birliğinin Kosovalı güvenlik güçlerine düzenlediği ve dört kişinin öldüğü saldırı unutulmuş gibi görünüyor. Sırbistan’a karşı herhangi bir yaptırım uygulanmadı ve uzun süredir açıklanan soruşturma raporları artık Brüksel’de kimseyi ilgilendirmiyor gibi görünüyor. Vučić’in Kosova’daki valisi olduğu için şaşırtıcı olmayan paramiliter lider Belgrad’da rahatsız edilmeden yaşıyor.

Bu da AB’de pek çok kişinin görmezden geldiği çemberi kapatıyor: Belgrad’ın 1980’lerin sonundaki saldırgan, vah‚ı ve şovenist  politikaları yüzünden Yugoslavya dağıldı. Eski Sırp özerk vilayeti Kosova’nın özerk statüsünün 1989’da Kosova Meydan Muharebesi Osmanlı’ya karşı  kaybedilen savaşın 600. yıldönümünü anmak için iptal edilmesi temel kötülüğü oluşturdu. Daha sonra Yugoslavya’nın başına gelen felaketler buna dayanıyordu. ( Not bilgi: Kosova Savaşı veya Birinci Kosova Meydan Muharebesi, Sultan I. Murad önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Sırp kumandanı Lazar Hrebelyanoviç önderliğindeki çok uluslu Balkan ordusu arasında 28 Haziran 1389 tarihinde yapılan muharebe.I. Kosova Savaşı Sırp tarihçiliğinde çok önemli bir yere sahiptir. Sırp milliyetçiliğinin en popüler efsanesini oluşturur. Bu felâkete dayalı millî efsane Sırp benliğinin teşekkülünde önemli bir rol oynamış, zengin bir destanî kahramanlık edebiyatı oluşmuştur. 1989’da dönemin Sırp Lideri Slobodan Milošević önderliğinde Kosova ovasında tertiplenen ve daha sonra Yugoslavya’nın dağılmasına yol açan olayların bir bakıma başlangıç noktasını teşkil eden I. Kosova Savaşının 600. yıldönümü töreni bunun bir göstergesidir. Savaşın Osmanlılar açısından önemi yerli feodal beylerin direnişinin kırılması, güneye doğru inme imkânını ve Kuzey Sırbistan’daki hâkimiyetin kapılarının açılmasını sağlamasıdır. Ayrıca uzun vadede Osmanlılar’ın Balkanlar’ın güney kesimine yerleşmelerine, bölgenin sosyal, ekonomik, hatta etnik ve siyasî yapısında önemli değişmelerin meydana gelmesine de zemin hazırlamıştır.)

Vucic bir yandan müslüman Boşnak ve müslüman Kosova Arnavutlarına şovenist bir yaklaşımla Osmanlı Türk 1389 Kosova yenilgisiyle düşmanlık yaparken bir yandan Erdoğan ile tuhaf ilişkiler içinde olması dikkat çekiyor. I. Kosova Savaşı Sırp tarihçiliğinde çok önemli bir yere sahiptir. Sırp milliyetçiliğinin en popüler efsanesini oluşturur. Bu felâkete dayalı millî efsane Sırp benliğinin teşekkülünde önemli bir rol oynamış, zengin bir destanî kahramanlık edebiyatı oluşmuştur. 1989’da dönemin Sırp Lideri Slobodan Milošević önderliğinde Kosova ovasında tertiplenen ve daha sonra Yugoslavya’nın dağılmasına yol açan olayların bir bakıma başlangıç noktasını teşkil eden I. Kosova Savaşının 600. yıldönümü töreni bunun bir göstergesidir. Savaşın Osmanlılar açısından önemi yerli feodal beylerin direnişinin kırılması, güneye doğru inme imkânını ve Kuzey Sırbistan’daki hâkimiyetin kapılarının açılmasını sağlamasıdır. Ayrıca uzun vadede Osmanlılar’ın Balkanlar’ın güney kesimine yerleşmelerine, bölgenin sosyal, ekonomik, hatta etnik ve siyasî yapısında önemli değişmelerin meydana gelmesine de zemin hazırlamıştır.  Şu anda Sırbistan Cumhurbaşkanı Alexanden Vucic’in  Slobodan Milosevic’in Propaganda Bakanı olması unutuluyor.

Ancak bunlar, Sırp komplo teorisyenlerinin bugüne kadar iddia ettiği gibi dışarıdan değil, içeriden geldi. Belgrad’ın Hırvatistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya gibi bazı komşularının artık NATO üyesi olduğu ve bu nedenle  NATO korumasından yararlandığı doğrudur. Bununla birlikte, Belgrad’ın şovenist politikası Sırbistan’ın komşu devletleri Kosova ve Sırp nüfusun dünyada eşi benzeri olmayan bir özerkliğe sahip olduğu kırılgan Bosna’da korkuya neden olmaktadır. Bununla birlikte Belgrad, Bosna’nın Sırp egemenliğindeki bölümü olan Sırp Cumhuriyeti’ni „ulusal çıkar“ olarak görüyor ve radikal Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik’in ayrılma planlarını körüklüyor. Belgrad ise kitlesel olarak silahlanıyor. Nüfusu yedi milyonun biraz altında olan Sırbistan neden 250’den fazla savaş tankına ihtiyaç duyuyor? Nüfusu iki milyonun biraz altında olan Kosova’nın savunma bütçesi sadece 100 milyon avro. Sırbistan’ınki ise bunun 15 katı. Bu durum güven telkin edemez.

Savaşın dehşeti

BM’nin Srebrenitsa  kararıyla birlikte soykırım artık resmi olarak 11 Temmuz 2025 tarihinde anılacak. Bu hem unutmayı hem de Sırbistan ve Bosna’da yaygın olan soykırım inkârını onurlandıracak. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı ikinci kez işgal etmesinin ardından bazı Batı Avrupalı siyasetçiler bile bunun 1945’ten bu yana Avrupa’da yaşanan ilk savaş olduğunu söyledi. Onların zihninde Hırvatistan, Bosna ve son olarak Kosova’daki savaşların dehşeti çoktan unutulmuştu. Sırp liderliği artık buna güvenemezdi ve bu karara karşı bu kadar ısrarcı olmalarının nedeni de buydu.

Hırvatistan’ın 2025’ten itibaren zorunlu askerlik hizmetini yeniden uygulamaya koyma kararının Belgrad’ın sabotajlarıyla bir ilgisi olup olmadığını zaman gösterecek. Ne de olsa Zagreb, Srebrenitsa  soykırımı sırasında propaganda bakanı Aleksandar Vučić olan Cumhurbaşkanı Slobodan Milošević’in Büyük Sırp emellerinin ilk kurbanı oldu. (Alexander Rhotert, 13.7.2024)

AlexanderRhotert 1991 yılından bu yana eski Yugoslavya üzerine araştırmalar yapan bir siyaset bilimcidir. 20 yıl boyunca BM, NATO, AGİT ve AB için çalışmış ve çoğunlukla Batı Balkanlar’da barışın uygulanması üzerine çalışmıştır. Yarbay olarak yakın zamana kadar Bundeswehr’in yabancı misyonlar için Kültürlerarası Operasyonlar Danışmanı olarak çalıştı.

Kaynak>
https://www.derstandard.at/story/3000000228158/wann-beendet-belgrad-seinen-konfrontationskurs

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner