Entegrasyon Raporu: Ülkenin basit işler için bile göçmenlere ihtiyacı var

Entegrasyon Raporu Pazartesi günü 14. kez sunuldu. Bakan Raab’ın (ÖVP) gerçeklerle dolu raporu Viyana'daki sosyal refahı eleştirmek için kullandığı konusunda Der Standard eleştiri getirdi.

Viyana.  Entegrasyon raporunun, başta 60 yıldır Avusturya’da yaşan Türkler ile daha dün Afgan, Suriye ve diğer ülkelerden kaçak olarak gelen diğer sığınmacıları aynı kategoriye alarak işlemesi eleştirilmeye devam ediyor. Raporda, „İşgücü piyasası, çeşitli göçmen grupları kökenlerine ve cinsiyetlerine bağlı olarak farklı şekillerde temsil edilse de, entegrasyonun temel itici güçlerinden biridir: Avusturya’da 15-64 yaş arası kişilerin toplam yüzde 74,1’i istihdam edilmektedir. Ancak ülkedeki Türk vatandaşları arasında bu oran yüzde 61,4 ile daha düşüktür; Afganlar, Suriyeliler ve Iraklılar arasında ise yüzde 44,4’tür. Bu sonuncular arasında kadınların istihdam oranının son derece düşük olması – sadece yüzde 26,3 – ortalamayı keskin bir şekilde aşağı çekmektedir.“ deniliyor.

Der Standard haberi şöyle verdi:

Dahası, Avusturya’da doğanlar ile göçmenlerin bir arada yaşaması, geçen yıl göçmenler tarafından 2022’ye, yani bir önceki yıla göre çok daha kötü olarak değerlendirildi. 2023 yılında Avusturya’da doğanların yüzde 23,2’si yaşam standartlarının çok iyi veya iyi olduğunu söylerken, yüzde 40,4’ü kötü veya çok kötü olarak tanımladı. 2022’de ise yüzde 34,4’ü çok iyi veya iyi, yüzde 25,1’i kötü veya çok kötü bir izlenime sahipti.

Fırsatlar ve sorunlar

Bunlar, geçtiğimiz yıla ait rakam ve verilere dayanan son entegrasyon raporunda yer alan üç önemli ifadedir. Her yıl yayınlanan çalışma Pazartesi sabahı Viyana’da Entegrasyon Bakanı Susanne Raab (ÖVP) tarafından sunuldu. Son derece profesyonel ve detaylı: Avusturya İstatistik Genel Müdürü Tobias Thomas ve Entegrasyon Uzman Konseyi Başkanı Katharina Pabel, tüm fırsatları ve sorunlarıyla birlikte bir göç toplumunun istatistiksel olarak kanıtlanmış bir resmini çizdi.

Pabel, boomer kuşağının emekliliği nedeniyle giderek zayıflayan işgücü piyasasında göçmenlere acilen ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Ayrıca daha düşük nitelik gerektiren ve mükemmel Almanca bilgisi gerektirmeyen işler için de. Ancak uzmana göre bu durum „Almanca öğrenmenin geri planda kalmasına“ yol açmamalı. Ulusal dile hakim olmak, mümkün olan en iyi sosyal entegrasyon için bir ön koşuldur.

Raab sosyal yardımlar için bekleme süresi çağrısını yineledi

Entegrasyon Bakanı Raab bu vesileyle ÖVP’nin sık sık dile getirdiği bir talebi vurguladı: Danimarka modeline uygun olarak göçmenlerin tam sosyal yardım alabilmeleri için beş yıllık bir bekleme süresi. Bu süre zarfında insanlar çalışarak başlarını suyun üstünde tutmalıdır. Prensip şu olmalıdır: „Önce sisteme ödeme yap, sonra ödeme yap.“

Birçok okuma yazma bilmeyen sığınmacı

Ancak Afganistan, Suriye, Irak veya Somali’den mülteci olarak Avusturya’ya gelen ve okuma yazma bilmeyenlerin oranı giderek artmaktadır. 2023 yılında gelenlerin yüzde 65’inin Latin alfabesinde okuryazar olması gerekiyordu. Yüzde 23’ü de kendi ana dillerinde okuma yazma bilmiyordu – bu da „menşe ülkelerinde eğitim için hiçbir fırsat olmadığının“ bir işareti.

Buna karşılık, örneğin Ukrayna’dan gelen yerinden edilmiş kişiler, Afgan ve Suriye vatandaşlarına kıyasla daha yüksek eğitim seviyeleri nedeniyle iş bulmakta zorlanacaktır. Niteliklerine uygun işler için genellikle iyi Almanca öğrenmeleri gerekiyor. Pabel, „Burada iş sağlayıcılar ile iş arayanlar arasındaki eşleştirmenin iyileştirilmesi gerekiyor“ dedi. Çocuk bakımı konusu da bu bağlamda kilit önem taşıyor: Avusturya’daki Ukraynalı mültecilerin çoğunluğu bekâr annelerden oluşuyor.

Raab Viyana eyaletini de eleştirdi: Başkentteki sosyal yardım kurallarının daha cömert olması (ikincil koruma hakkına sahip bir kişi Viyana’da diğer eyaletlere kıyasla ayda 730 avro daha fazla alıyor) sosyal yardım sistemine göçü teşvik edecektir. Bakan Viyana’yı ülke çapındaki temel sosyal yardım yasasının kurallarına uymaya çağırdı. Bu yasa yıllardır uzmanlar tarafından yoksulluğu teşvik ettiği gerekçesiyle sorgulanıyor.

Raab’a göre entegrasyon ancak „aşırı talepler olmadan işe yarıyor, çünkü ülkeye çok kısa sürede çok fazla yeni gelen var“. Bu nedenle 2023 yılında iltica başvurularının 2022 yılına kıyasla yüzde 57 oranında azalması iyi bir haber. SPÖ Entegrasyon Sözcüsü Christian Oxonitsch ise farklı bir görüşe sahip. Ona göre Raab „her yıl aynı kötü rakamları“ sunuyor ve „sanki kendisi Entegrasyon Bakanı değilmiş gibi her yıl aynı taleplerde bulunuyor“.

Almanlar en büyük göçmen grubu

Toplamda, 1 Ocak 2024 tarihinde Avusturya’da 2,4 milyon göçmen kökenli insan yaşamaktaydı; bu da nüfusun yüzde 19,7’sine tekabül ediyor: ister kendileri yurtdışında doğmuş olsunlar (1,8 milyon kişi) ister bu ilk neslin torunları olsunlar (620.100 kişi). Avrupa dışındaki ülkelerden gelen göçmenler, karşılaştırıldığında oldukça küçük toplulukları temsil ediyor. En büyük grup 232.700 kişi ile Almanlar olmaya devam ederken, onları Romanya (153.400), Türkiye (124.100) ve Sırbistan (122.200) vatandaşları takip ediyor.

Relevante Artikel

Back to top button
Cookie Consent mit Real Cookie Banner