Handke Nobel ödülünü hak etmedi ?
"Ona ödül verilmesi, savaş ve soykırım nedeniyle zaten her şeylerini kaybedenlerin yüzüne atılmış bir tokat niteliği taşıyor.Bosna Hersek Srebrenica katliamını ve baş sorumlusu Milošević' i unutmak hata olur. Sırp katliamcısı Slobodan Milošević’in cenazesinde konuşma yapan Avusturyalı yazar Peter Handke, dünyanın en önemli edebiyat ödülünü hakketmedi"
Birol Kılıç yazdı
Teresa Reiter, Avrupa ve Uluslararası Siyaset Uzmanı olarak der Standard adlı Avusturya’nın liberal sol günlük gazetesinde Almanca yayınlanan 11 Ekim tarihli sarsıcı okuyucu analizi dikkat çekti. Bir milyon Dolar ödüllü ve prestijli edebiyat Nobel ödülünü alan Avusturya vatandaşı Peter Handke’nin ödülü niye hat etmediğini çeşitli örnekler ile dile getiren Reiter’in analizinin detaylarını Türkçe dilinde yayınlıyarak tarihe not düşmek gerek. Dikkat, bu eleştiriyi dile getiren bir Avusturya asıllı siyaset uzmanı. Avusturya´nın dokuz eyaletinin en güzellerinden biri olan Kärnten eyaletinde Sloven asıllı bir ailede doğan 76 yaşındaki Handke geçmişteki ifade ve duruşları yüzünden Nobel’in en başta kuruluş ve temelinde yatan barış amaçlı ruhuna ters bir kişilik sergilemesi Nobel ödüllerinin önemini ve prestijini azaltıyor mu ? Karar sizin…
Teresa Reiter analizinde şu sarsıcı tespitinde bakın ne diyor: „Bosna Hersek Srebrenica katliamını ve baş sorumlusu Milošević‘ i unutmak hata olur. Sırp katliamcısı Slobodan Milošević’in cenazesinde konuşma yapan Avusturyalı yazar Peter Handke, dünyanın en önemli edebiyat ödülünü hakketmedi.Ona ödül verilmesi, savaş ve soykırım nedeniyle zaten her şeylerini kaybedenlerin yüzüne atılmış bir tokat niteliği taşıyor „
Bu analizin detayları Avusturya’da yaşayan 300 bine yakın Türkiye göçmenini ilgilendiriyor.
Bu analizin detayları Avusturya’da yaşayan 200 bine yakın Boşnak asıllı müslümanı ilgilendiriyor.
Bu analizin detayları Avusturya’da yaşayan toplanda 700 bine yaklaşan tüm müslümanları ilgilendiriyor.
Sarsıcı ve dikkat çeken ve birçok kişinin gözünden kaçan Teresa Reiter’in der Standard’de yayınlanan analizinin Türkçe tercümesinin detaylarını gelin birlikte okuyalım:
Ona ödül verilmesi, savaş ve soykırım nedeniyle zaten her şeylerini kaybedenlerin yüzüne atılmış bir tokat niteliği taşıyor.
Bu onu twitter üzerinden den çok tartışıldı.
Bazıları Handke’nin bir soykırım inkarcısı, revizyonist ve savaş suçlusu Slobodan Milošević’in arkadaşı, ya da en azından işlediği suçları hafif gösteren ve cenazesinde konuşma yapan kişi olduğunu söylüyor. Kimisine göreyse buna rağmen o muhteşem bir yazar ve aldığı ödül de nihayetinde Nobel barış ödülü değil.
Düşünün ki Srebrenica katliamından kurtuldunuz.
Siz zamanında kaçmayı başardınız, ancak kardeşiniz, eşiniz, oğlunuz 1995’te General Ratko Mladić komutasındaki Bosnalı Sırp’ların sistematik olarak katlettiği 8000 Bosnalı Müslüman arasında yer alıyor.
Faillerin sayısız ölü bedeni dozerlerle nasıl kaldırıp başka mezarlara gömdüğünü ve böylece bugün halen ailenizin yarısının defnedildiği yerden çıkarılarak kimlik tespitinin yapılmasını beklediğinizi düşünün.
Ve düşünün ki bu cehennem sizin günlük hayatınızken ne Srebrenica katliamı ne de ondan çıkarılan dersler dünyanın kalanı için artık anılmaya değer bir anlam ifade etmiyor. Sizin hayatınız boyunca bir saniye dahi unutamadığınız ve sizin için bütün ışığı yutan şey unutulmaya yüz tutmuş. Sonra, sanatsal açıdan en iyiler arasında yer aldığı şüphesiz olan bir yazar çıkıveriyor ve İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da yaşanan en büyük zulmünün ana sorumlusu olan adamı savunuyor ve yine de, burada siyasetin değil edebiyatın söz konusu olduğu gerekçesiyle dünyanın en önemli edebiyat ödülünü alıyor.
Eğlence şairi değil
Günümüzde itibarına önem veren hiçbir siyasi yazar, eserlerini toplumsal siyasi tartışmalardan ayrı görmez ve bunu Peter Handke de yapmıyor. Kendisi bir eğlence şairi değil; ama sahnesini, sadece binlerce insanın hayatını kaybetmesine değil, aynı zamanda medeniyetin bir parçasının da yok olmasına neden olan savaş suçlarını göreceleştirmek için de kullanan biri. Hayat görüşü eserlerinde pek çok kez yansıma buluyor ve bu büyük sanat karşısında anlam ifade etmeyen aleni olmayan bir kişisel görüş değil.
Nobel Edebiyat Ödülü de herhangi bir ufak kültür tertibi değil. Vasiyetinde Alfred Nobel, kendi adını taşıyan ödülün verileceğini tasavvur ettiği kişi tipini belirtmiş. Burada edebiyat ödülünün, “edebiyatta idealizm yönünde en büyük eseri üreten kişiye” verilmesi öngörülüyor. Dolayısıyla bu, edebiyat ödülünün, salt iyi yazımı ödüllendirmeye odaklanan teknik bir bileşene sahip olmadığı, ama aynı zamanda dünyayı iyileştirmeyi düşünen bir yönünün de bulunduğu anlamına geliyor. Nobel Edebiyat Ödülü aynı zamanda bir insanın eserinin toplumumuz için sahip olduğu kıymetin bir teyididir ve burada onun eserlerinin sadece kişinin işine gelen bir kısmını almak da mümkün değildir. Nitekim, asla bir soykırımcının tarafını tutmamış adayların mevcut olmadığı da söylenemez.
Srebrenica Dehşeti
Handke’ye Nobel Edebiyat Ödülü’nün verilmesi, savaş sürecinde ve soykırımın bir sonucu olarak zaten her şeylerini kaybedenlerin yüzüne atılmış bir tokat niteliği taşıyor. Onlara, çektikleri acıların ve zamanında Srebrenica’daki “güvenli bölge”nin savunulması söz konusu olduğunda kendilerine karşı sergilenen ihanetin hiçbir anlam ifade etmediğinin sinyali verilmiş oluyor.
Oysa onların kaderi ve bizim buna yaklaşımımız medeniyetimizin kalitesi açısından önemli. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da, Srebrenica katliamının dehşetine ulaşabilen başka bir olay yok. O gün uluslararası camianın yaptığı ölüm getiren hatalar bugün halen ortadan kaldırılabilmiş değil. Dünya çapında halen, insanların hayatını kurtarmak için müdahale edilip edilmeyeceğine, edilecekse kimin ve nasıl müdahale edeceğine dair karar verilmesi gereken durumlar ortaya çıkıyor. Toplum olarak tarihimizin en karanlık dönemlerinden ders alabilmek için farklı bir yaklaşım ortaya koymamız gerekiyor.
İnsanlık Göstergesi
Balkan savaşları, işlenen savaş suçları, Srebrenica katliamı ve uluslararası camianın onu engellemekteki başarısızlığına Avrupa’nın eğitim sisteminde ve tarih kitaplarında uygun bir yer ayrılmalıdır. Olayların tanıklarına öğrencilerin önünde ve kamusal alandaki etkinliklerde, bizim için tasavvur edilemez olan şeyleri anlatmak üzere söz verilmelidir. Ayrıca soykırımı mazur gösterenlere dünyanın en önemli edebiyat ödülü verilmemelidir.
Tehdit altındaki he insan yaşamı dikkatimizi cezbetmeye ve korunmaya değerdir. Şiddetle alınan her insan hayatı karşısında en azından insanların bu olaydan ders alması ve ders almayanları ödüllendirmemesi gerekir. Bu şekilde düşünmek bizi aşırı siyaset ahlakçısı kılmaz; bilakis işlenen insanlık dışı fiiller karşısında bir insanlık göstergesidir.
Kaynak : https://www.derstandard.at/story/2000109790447/handke-hat-den-nobelpreis-nicht-verdient