„Her şey bunun için miydi?“

„Katar-Türkiye boru hattı, Rusya’nın Avrupa üzerindeki enerji kozunun sonunu getirebilir.“ başlıklı analizler şu soruyu sormamıza neden oluyor: „Her şey bunun için miydi?“ Pek değil!

Birol Kılıç, Viyana’dan analiz ve gözlemler

AB basınında HTŞ adlı eski Al Kaide, IŞİD ve yeni Al Nusra ve sonra ismini HTŞ olarak içinde ŞAM olacak şekilde değiştiren bu selefi terör örgütünü batının Orta Doğu içinde nasıl kullandığını okudukça aşağıdaki analizin kısmen çıkarlar doğrultusuna bir vektör olarak doğru olduğu bir gerçek.

Burada Katar gibi gerçekten BAE ve Sudi Arabistan’ın çok mesafeli olduğu hatta düşmanlık yaptığı hem  Hamas, İhvan ve türevleriyle hem de Taliban, IŞİD, Al Nusra ve HTŞ gibi selefi terörist  gruplarla mesafesiz ilişkilerde olan ayrıca Amerika ile ülkesinde üs verecek kadar içli dışlı olan tuhaf bir ülke var önümüzde… Ankara hükümetiyle arası güya iyi. Neden sorusu hep gündemde aslında.

Amerikan ve Avrupa basınında yer alan İngilizce analizlerden bir tanesini dikkatinize sunuyoruz.

⁠Bölüm 1

İlk olarak Suriye İç Savaşı’ndan önce önerilen Katar-Türkiye boru hattı, sadece Suriye rejiminin değil, aynı zamanda projenin başarılı olması halinde ticarette milyarlarca dolar kaybedecek olan Rusya ve İran’ın da şiddetli muhalefetiyle karşılaştı.

Rusya için boru hattı, hem önemli bir gelir hem de siyasi koz kaynağı olan Avrupa’ya gaz tedariki üzerindeki kontrolüne doğrudan bir meydan okuma anlamına geliyordu. Bu tekeli kaybetmek Rusya’nın enerjiyi bir baskı aracı olarak kullanma kabiliyetini önemli ölçüde zayıflatacaktır. Nitekim Rusya enerji hakimiyetini Avrupa ülkelerine şantaj yapmak için kullanmış, özellikle Ukrayna’daki çatışmalarda hükümetleri kendi jeopolitik çıkarları doğrultusunda hareket etmeleri için tehdit etmiş ya da gaz arzını kesmiştir.

Benzer şekilde, geniş gaz rezervleri ve Suriye ile yakın bağları olan İran da boru hattının kendi enerji ihracat planlarını sekteye uğratacağından ve bölgesel enerji piyasasındaki rolünü azaltacağından korkuyordu. Hem Moskova hem de Tahran, projeyi engellemek için Suriye üzerindeki nüfuzlarını kullandılar.

Bölüm 2

Ancak Suriye rejiminin teslim olması ve bölgesel dinamiklerin değişmesiyle birlikte Katar-Türkiye boru hattı yeniden uygulanabilir bir seçenek haline geldi. Gerçekleşmesi halinde Avrupa’ya Rus ve İran enerjisine karşı çok ihtiyaç duyduğu bir alternatif sunabilir.

Dahası, her ikisi de büyük petrol ve gaz üreticileri olan Suudi Arabistan ve BAE, tedariklerini boru hattına bağlayarak Avrupa’ya potansiyel olarak sınırsız ve istikrarlı bir enerji kaynağı sunabilir. Bu, Avrupa’ya sadece çeşitli ve güvenli bir enerji kaynağı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda geleneksel tedarikçilere olan bağımlılığını azaltacak, küresel enerji piyasasındaki jeopolitik konumunu güçlendirecek ve Rusya’nın Ukrayna ile devam eden çatışmasında enerjiyi bir silah olarak kullanma kabiliyetini azaltacaktır.

Şu anda batının HTŞ ve liderine bakışı oldukça olumlu ama bu durum her an değişebilir. Bu arkalarında katliamlar olan Suriye’nin selefi teröristlerle bu iş tutmaz. Kağıt mendil gibi kullanıp inşallah kan akıtılmadan kenara atılacaklar.

Suriye’de büyük saldırı: ABD hava kuvvetleri onlarca İD hedefini vurdu

ABD, Suriye’de  DEAŞ İD’e karşı geniş çaplı bir saldırı başlattı. Terörist milislerin liderleri, savaşçıları ve kampları da dahil olmak üzere onlarca hedef vuruldu. Amaç İD’in yeniden dirilmesini önlemek.

ABD Hava Kuvvetleri Suriye’de İslam Devleti (İD) terör milislerine karşı onlarca hava saldırısı düzenledi. ABD silahlı kuvvetlerinin Orta Doğu’daki bölgesel komutanlığı olan Amerika Birleşik Devletleri Merkez Komutanlığı (CENTCOM) X’te yaptığı açıklamada, ülkenin merkezindeki İD liderlerine, savaşçılarına ve kamplarına yönelik saldırıların İD’yi zayıflatma ve yenilgiye uğratma misyonunun bir parçası olduğunu belirtti. Suriye’de rejimin düşmesinin ardından İD’nin yeniden canlanmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Suriye’de selefi teröristler olan HTŞ 13 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın ardından Pazar günü başkent Şam’ı ele geçirdi. Devlet Başkanı Beşar Esad Rusya’ya kaçtı. Ülkedeki güç dengesinin şimdi nasıl gelişeceği belirsiz.

Savunma Bakanlığı’na göre ABD’nin Suriye’de halen 900 civarında askeri bulunuyor. Açıklamada hava saldırılarının nereden yapıldığı net olarak belirtilmedi. Açıklamada saldırıların etkilerinin araştırıldığı ve sivil kayıplara ilişkin herhangi bir kanıt bulunmadığı belirtildi. General Michael Erik Kurilla, “Hiç şüpheniz olmasın, İD’nin yeniden toparlanmasına ve Suriye’deki mevcut durumdan faydalanmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Soru şu: HTŞ’nin IŞ yani DEAŞ’dan ideoloji olarak ne farkı var? Amerika kimleri vuruyor DEAŞ’ı vuruyoruz adı altında?

Relevante Artikel

Back to top button