Türk piyanist ve besteci Büşra Kayıkçı 6 Kasım’da Viyanalı sanatseverlerle buluşuyor

Türkiye’yi uluslararası müzik platformlarında başarıyla temsil eden, Neoklasik müziğin genç temsilcilerinden piyanist ve besteci Büşra Kayıkçı 6 Kasım’da Wiener Konzerthaus Mozart-Saal’da sahne alacak.

Viyana. Dünya çapında geniş bir dinleyici kitlesine ulaşan, Neo-Klasik Müzik bestecisi ve piyanist Büşra Kayıkçı, günümüzün en heyecan verici piyanistlerinden biri olarak kabul ediliyor. John Cage, Michael Nyman ve Nils Frahm gibi bestecilerden ilham alan multidisipliner Türk sanatçı, ilk bakışta rüya gibi ve kabataslak görünen, ancak yakından incelendiğinde incelikle düşünülmüş, baştan çıkarıcı piyano parçaları yazıyor. Kayıkçı’nın disiplinlerarası yaklaşımı, müziğini çevreleyen resim ve video gibi görsel işlerde de kendini gösteriyor.

Türkiye’yi uluslararası müzik platformlarında başarıyla temsil eden ve dünyanın birçok yerinde konserler veren Büşra Kayıkçı, 6 Kasım’da Viyanalı hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. 6 Kasım 2024 saat 19.30’da Wiener Konzerthaus Mozart-Saal’da gerçekleştirilecek konserin biletleri Wiener Konzerthaus’un internet sitesinde satışa çıkarıldı. Wiener Konzerthaus’un organizatörlüğünde düzenlenecek olan konserin medya ortaklığını ise Der Standard, The Gap ve Ö1 intro paylaşıyor.

“Başarılarla dolu bir hayat: Büşra Kayıkçı”

Fonds Soziales Wien

Neoklasik müziğin genç temsilcilerinden piyanist ve besteci Büşra Kayıkçı, erken yaşlarda sanatla, özellikle de bale, resim ve piyano müziğiyle tanıştı. İstanbul’da doğup büyüyen Kayıkçı, çok çeşitli türlerden klasik ve çağdaş sanatçıların eserlerine ilgi duydu. İç mimarlık ve çevre tasarımı eğitimini tamamladıktan sonra, tasarım konseptlerine giderek daha fazla müzikal öğe dahil etmeye başladı. Genç sanatçının ses dünyası bir keşif. Klasik piyano eğitiminin yanı sıra bale dersleri de aldı. Ardından iç mimarlık ve çevre tasarımı eğitimi aldı. Şimdi ise ‚yeni klasik müzik‘ olarak adlandırılan akımın parlayan yıldızı.

Büşra Kayıkçı, genç yaşına rağmen sanat dünyasında adını duyurdu, çok yönlü bir yetenek olarak öne çıkan bir isim haline geldi. Sanatseverlerle buluştuğu platformlarda neoklasik müziğe olan ilgisiyle de öne çıkan genç sanatçı, sosyal medya üzerinden paylaştığı sanatsal içeriklerle geniş bir kitleye ulaştı. Aynı zamanda amatör olarak ressamlıkla ilgilenen Büşra Kayıkçı, farklı sanat disiplinlerindeki yetenekleriyle sanat dünyasında çeşitli izler bırakmayı başardı. 27. İstanbul Caz Festivali’nde ‚Genç Cazcılar‘ kategorisinde sergilediği performansla adını duyuran Büşra Kayıkçı, müzikteki yeteneğiyle sanatseverlerin beğenisini kazandı.

“Bir bakıma besteci olarak bir mekan tasarlıyorum”

John Cage ve Michael Nyman gibi modern klasik bestecilerden ilham alan Kayıkçı, ilk eserlerini 2019 yılında, covid pandemisi başlamadan hemen önce yazdı. Aynı yılın Kasım ayında “Doğum” adlı single’ını ve ardından dokuz minimalist solo piyano parçasından oluşan “Eskizler” adlı albümünü yayınladı. Sonraki dijital teklileri arasında şunlar yer aldı: Macaristan’da piyano yapımcısı David Klavins tarafından inşa edilen Una Corda enstrümanıyla kaydedilen ‚Tuna‘ (2020’de yayınlandı); İstanbul merkezli bir moda markasıyla işbirliği içinde yaratılan ve esas olarak markanın yüzyıllardır birçok farklı kimlik, kültür ve dinden insana ev sahipliği yapan İstanbul’un simgesel Galata semtinde bulunan Showroom’undan ilham alan ‚Kuledibi No. 1‘ ve Nils Frahm’ın Leiter Verlag’ı tarafından 2022’de yayınlanan ilk Piano Day derlemesinde yer alan ‚Qarib‘. 2023’ün başlarında Kayıkçı erken dönem çalışmalarına geri döndü ve en eski eserlerinden beşinin yeni versiyonlarını yarattı – dijital EP “Eskizler/Sketches revisited”, Warner Classics ile yaptığı ilk kayıt oldu. Bugüne kadarki en önemli disiplinlerarası projeleri arasında, koreograf Melissa Toogood’un Kayıkçı’nın müziğine dayanan çağdaş bir dans eseri yarattığı 2020’de New York Tiyatro Balesi ile yaptığı işbirliği yer alıyor.

Müziği, dinleyicinin ruhunun ortaya çıkabileceği alanlar yaratmak için kullanmak istediğini dile getiren Kayıkçı’nın sanatını anlattığı şu demeci ise dikkat çekti: “Klasiklere büyük saygım var. Ama onlar zaten orada! Ben 21. yüzyılda insanlarla yeniden konuşmak için yeni klasik müziğin dilini kullanmak istiyorum! Bir bakıma besteci olarak bir mekan tasarlıyorum, dinleyici de onun içinde dolaşıyor ve mimarisi içinde hareket ediyor. Bir şarkıyı dinlerken uzaydan uzaya ve zamandan zamana yolculuk ettiğimize inanıyorum. Bir melodi size derinden dokunduğunda, zihniniz ve ruhunuzla bir mekânı deneyimleyebilirsiniz.”

 

Ayrıntılı bilgi için:

https://konzerthaus.at/konzert/eventid/61718

https://www.busrakayikci.com/

 

Relevante Artikel

Back to top button